![]() |
Hoşgeldin, Ziyaretçi: Aşağıdaki form ve bağlantıları kullanarak sitemize giriş/kayıt işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz. |
Bize Neler Oluyor |
|||
![]() ![]() ![]() |
|||
|
|||
|
|||
|
|||
Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi |
|||
|
Yorum: #1
Konu Tarihi: 06.09.2015 23:05
(Bu konu en son: 06.09.2015 Tarihinde, Saat: 23:12 düzenlenmiştir. Düzenleyen: saklikentfm.)
![]() ![]() İlçemiz, Saklıkent’in (Yığılca) tarihi gelişiminin yanı sıra,ekonomik ve siyasi gelişmelerine ışık tutma adına tekrar yazmaya karar verdim. İlçemiz ekonomi, siyasi ve eğitim anlamında sıkıntı çekmesi nedeniyle bir türlü yol kat edememiştir. Geriden gelen nesillere ışık tutmakta da zorlanmaktayız. Kendimizi bir türlü sorgulama yönüne gidemiyoruz. Hep övünürüz coğrafi anlamda Düzce İlinin en büyük ilçesiyiz diyerek. Hareket alanımızı bir türlü kullanamamaktayız. İlçemizin yerleşim tarihinden itibaren 1975 li yıllara kadar tarım,orman ve küçük- büyük baş hayvancılık yaparak geçimini sağlayan insanımız,1975 yılında İlçemiz Ziraat Teknisyeni Sayın Faruk ÖZSOY’ un gayretleri ve üstün çalışmaları ile ORKÖY kredi destekli kümes yapımı ve tavukçuluk sektörüne adımlar atılmaya başlandı.
1985 yılına kadar Türkiye’nin beyaz et ihtiyacının %45 ini karşılayan ilçemiz çeşitli siyasi entrikalarla entegre üretimde dahil batırıldı. Bu tarihlerden sonra vatandaşımızın arayışları bitmedi. Etrafındaki ilçelere bakarak fındıkçılık alanında tarım arazileri fındığa dönüştürüldü. Fındıkçılık halkımızın tek çaresi olup olmaz ise olması, vazgeçilmezi oldu. Hal böyle iken ilçemizde bir sürü taş ocakları açılmaya başladı. Dağlar tepeler kel bir araziye dönüştü. Kamyoncularımız a istihdam yaratılır iken, tarım arazileri ve ormanlar bu manada büyük tahribata uğradı. Tarım ürünlerinde de çok kısa bir süre içerisinde büyük kayba uğrayacağı malumdur. ![]() Yığılca halkı taş ocakları ile mücadele etmeye uğraşır iken, yetmedi Çimento fabrikası açılması için çalışmalar başladı. İstihdam açısından açılmasın demiyoruz. Şu soruyu sormak istiyorum. Orman alanı ve orman ürünleri açısından zengin olan ilçemizde neden Orman ürünleri fabrikası açılmıyor da doğaya ve doğal zenginliklere balta vuracak çimento fabrikası onu çok merak ediyorum. Taş ocaklarının vereceği tahribatın doğaya ve insanlara verdiği zarardan daha çok çimento fabrikasının vereceği zararları bu milletimiz bilse inanın bu kadar sessiz kalmaz. İlçemizin siyasilerinin düşündüğü kadar vatandaşımızda bu ilçenin gelişmesi anlamında hem fikirdir. Fakat tercihlerin iyi analız edilmesine ihtiyaç vardır.
![]() Örnek Bir Çimento Fabrikası
İlçemizden yetişen akademisyenlerimiz, eğitimcilerimiz yazarlarımız ve hatta Yığılcalı olup dışarıda görev yapan herkes, Yığılca’da yaşayanlardan çok Yığılca yı dışarıdan daha iyi görüp analiz etme imkanını bulmaktadırlar. Görüş ve düşüncelerinden istifade etme yoluna neden gidilmez bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Bu anlamda görüş ve düşüncelerini paylaşıldığında siyasi iradeye ters veya bizden değilsin yakıştırması hemen yerini almaktadır. Haksız itam ve saldırılara maruz kalıp çakma yazar, çakma şair, çakma vs benzetmelerine maruz kalıyorlar üzücü olan ise bu benzetmeler ise kurum ağzı ile yapılmakta. Bizler Yığılca’da yaşayanlar olarak yetiştirdiğimiz değerlere üstatlara, akademisyenlere, yazarlara neden bu kadar öfke duyuyoruz? neden öfke sınırını aşıp görüşlerine saygı duymuyor saldırılarda bulunuyoruz. Yetkilerini bildikleri halde karşılıklı diyalog kurma cesaretini gösteremeyenler birde bu güzide ilçemi yönetmeye kalkarlar. Medeni insan topluluklarında, yöneticiler bünyesinde hukuk danışmanı, siyasi danışman ve sosyal medya danışmanları bulundururlar yapılan eleştirilere ve yorumlara bu kurumlar vasıtası ile cevap verirler. Pervazsızca ve kişisel haklara saldırmazlar. Bizim yanlışlarımızı hazmeden büyüklerimizi biz neden hazmedemiyoruz. Bir yazar arkadaşımızın bu konudaki açıklamalarına diğer yazarlara olduğu gibi ateş püskürülmektedir. Makamlar ve koltukların gelip geçici olduğunu unutuyoruz.
Bizi o mevkiye çıkaranın da indirecek olanında hor gördüğümüz toplum olduğunu asla unutmayalım. Baki kalan insanlığımız ve geleceğimizdir. Gelecek kuşaklara bırakacağımız en iyi miras eğitim,kültür ve uzlaşma olduğuna inanıyorum. Eğitim diyoruz bütün ilçelerde üniversitenin bir bölümü açıldı ilçemizde halen bir gelişmenin olmadığı ve olamayacağı da görünüyor. Düzce Üniversitesinde Orman işletme şeflerinin yetiştirildiği bölüm orman bölgesi olarak ilçemizde açılması daha uygun olamaz mı? Arıcılık diyoruz Arıcılık ile ilgili bölüm açılamaz mı? daha çok çeşitlendirebiliriz. Ama görülüyor ki İlçemiz gençliğin önünü açmadığımız gibi onların ana kucağında alması gereken eğitimi hala sağlamıyoruz, çünkü kimsenin gözünün açılmasını istemiyoruz. Tek anlayabildiğim budur. Hala ilçemizde sivil toplum kuruluşları,kamu kurum ve kuruluşları,ilçe eşrafı ve siyasiler bir birliktelik sağlayıp birbirimizi destekler veya tamamlayan taraflar olamadık. Dedi kodu gazetesi ile birbirimizden uzaklaşır olduk, kimse kimseyi hazmedemez oldu. Acaba bundan kimler nemalanmaktadır bunu da anlamış değilim. Nemalananları ve nemalanmak isteyenleri ben değil ama ilçe haklı gayet iyi görüyor. Bir daha ki yazımda tekrar görüşmek üzere ESEN kalın Redifçe Kalın
Redifçe
|
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|
|
|
|
Konu Bağlantı Araçları |
|
![]() |
|
![]() |
|
![]() |
|
![]() |