default avatar Hoşgeldin, Ziyaretçi: Aşağıdaki form ve bağlantıları kullanarak sitemize giriş/kayıt işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz.
 Şifremi Unuttum?  Yardım  Üye Ol Tarih: 19.04.2024, Saat: 04:43


Konu Bilgileri
  • Yazar: saklikentfm
  • Okunma: 1077
  • Yorumlar: 0
Konu Kalitesi: % 0
Paylaş:

Konuyu Okuyanlar

Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Konu içi Arama..

Hızlı Menü
Hızlı Menü:

Benzer Konular Listesi
HIV/AIDS EPİDEMİSİ VE EKONOMİYE OLAN YÜKÜ
Yazar: saklikentfm
Yorumlar: 0
Okunma: 1,097
02.07.2015 20:39
Son Yorum: saklikentfm
HIV/AIDS DIŞINDA CİNSEL YOLLA BULAŞAN DİĞER İNFEKSİYONLAR
Yazar: saklikentfm
Yorumlar: 0
Okunma: 1,061
02.07.2015 20:36
Son Yorum: saklikentfm
ETİK AÇISINDAN AIDS VE HEKİM SORUMLULUĞU
Yazar: saklikentfm
Yorumlar: 0
Okunma: 1,136
02.07.2015 20:35
Son Yorum: saklikentfm
HIV / AIDS HASTALIĞININ SOSYAL BOYUTU
Yazar: saklikentfm
Yorumlar: 0
Okunma: 1,110
02.07.2015 20:33
Son Yorum: saklikentfm
HIV/AIDS HASTALIĞINDA GÖRÜLEN RUHSAL SORUNLAR, HIV (+) ÇOCUK VE ERGENLER
Yazar: saklikentfm
Yorumlar: 0
Okunma: 1,055
02.07.2015 20:31
Son Yorum: saklikentfm

Benim ek kutum
Benim sidebox kutu içeriğim

HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA

Yazar Konuyu Başlatan: saklikentfm - Görüntüleme - Okunma Okunma Sayısı: 1078 - Yorum Toplam Yorumlar: 0
Konu Kalitesi: % 0
 
Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

saklikentfm
Admin Grubu
******
Admin Grubu
user avatar
Durum: Çevrimdışı
Konu Sayısı: 48
Yorum Sayısı: 51
Üyelik Tarihi: 01.07.2015
Rep Puanı: 2


Kişisel Bilgileri: v
Yorum: #1
Konu Tarihi: 02.07.2015 20:26
HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA


Hacettepe Üniversitesi HIV/AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi
(HATAM)

e-posta: atumer@hacettepe.edu.tr
İlk defa 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde bir grup homoseksüel erkekte ve
Haiti’den gelen göçmenlerde ender rastlanan Pnömocystitis carinii jiroveci pnömonisi
(PCP) ve Kaposi sarkomu (KS) vakalarının tespit edilmesi ile HIV/AIDS hastalığı
tanımlanmıştır. Bu infeksiyonlar tedaviye iyi cevap vermemekte ve hastalık ölümle
sonuçlanmaktaydı. Araştırmacılar bu hastalığın daha önce literatürde rastlanmayan
yeni bir hastalık olduğu konusunda birleşerek bu yeni hastalığa “AIDS” (Acquired
Immune Deficiency Syndrome, Akkiz İmmün Yetmezlik Sendromu) adını vermişlerdir.
1983 yılında AIDS’e neden olan virüs HIV (Human Immunodeficiency Virus, İnsan
İmmün Yetmezlik Virüsü) izole edilmiş olup, bu virüs vücudun savunma gücünü
zayıflatmakta, yıkmakta ve normal koşullarda tedavi edilebilen hastalıklar, savunma
gücü yetersiz kaldığından tedavi edilememektedir.
HIV infeksiyonu sadece erişkinleri değil, bebek, çocuk, genç, yaşlı demeden herkesi
etkileyebilen, henüz virüsün vücuttan atılmasını sağlayabilecek tedavisinin ve
aşısının bulunamadığı bir hastalıktır. Tedavide kullanılan ilaçların ömür boyu
kullanılmasının gerekmesi ve ekonomik olarak büyük yük getirmesine (aylık 2000-
2500 TL) rağmen, hastalıktan ölüm hemen hemen tamamen ortadan kalkmış, HIV
infeksiyonu ölümcül hastalık olmaktan çıkıp, yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren
bir tür kronik hastalığa dönüşmüştür.
Hastalığın tanımlandığı ilk yıllarda HIV infekte vakalar az sayıda olması nedeni ile
fazla ilgi çekmemişti. Ne zamanki biseksüel erkekler aracılığı ile kadınlara ve infekte
hamile kadınlardan da bebeklere geçmesi ile vakaların giderek artmaya başlaması ile
tüm dünyanın odak noktası haline gelmiştir. Bunu dikkate alan tıp dünyası, gönüllü
kuruluşlar ve kişiler öneminin anlatılabilmesi, toplumun bilgilendirilmesi ve korunma
yollarının öğretilmesi için faaliyetler düzenlemeye başlamışlar ve 1 Aralık gününü de
“Dünya AIDS Günü” olarak ilan etmişlerdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) her yıl 1
Aralık için bir slogan belirlemekte ve tüm ülkeler bu çerçevede toplumu
bilgilendirmeye yönelik faaliyetler yapmaktadırlar.

DÜNYADA HIV/AIDS

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Aralık 2014 verilerine göre dünyada ortalama 35 milyon
HIV infekte kişi yaşamakta olup, hastalığın tanımlandığı ilk günden beri 39.1 milyon
kişi hayatını bu hastalık nedeni ile kaybetmiştir. 2013 yılı içinde 2.1 milyon yeni vaka
bildirilmiş olup, bu sayılara günde 6 000 yeni vaka ilave olmaktadır. Tüm HIV infekte
vakaların %95’inden fazlası gelişmekte olan ülkelerde, %80’i de Sahra-altı Afrika,
Güney ve Güney-doğu Asya’da görülmektedir. Günümüzde HIV/AIDS hastalığı
Sahra-altı Afrika’da birinci, dünyada ise 4. ölüm nedeni olarak bildirilmektedir.
SSCB’nin parçalanması ile meydana gelen değişimlerle Doğu Avrupa ülkeleri ve
Rusya’da HIV infeksiyonunun süratle yayıldığı görülmektedir. Dünya nüfusunun
1/5’inin yaşadığı Çin’de, özellikle damar içi uyuşturucu madde kullananlar arasında
HIV pozitiflik oranının kısa sürede yükselerek %70’lere ulaştığı saptanmıştır.
HIV/AIDS hastalığı, tanımlandığı 1980’li yılların başlarında “korunmasız yapılan
homoseksüel cinsel temas ile bulaşmaktadır” diye bilinirken, 1990’lı yıllarından beri
çoğu ülkede en sık korunmasız yapılan heteroseksüel cinsel temas ile, ikinci sıklıkta
damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektör ile, üçüncü sıklıkta ise
korunmasız yapılan homoseksüel cinsel temasla bulaşmaktadır.
İlk vakaların görüldüğü Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde 1994 yılından beri her
yıl tanı konan yeni vaka sayıları bir önceki yıldan fazla değil iken, Afrika gibi
ekonomik seviyeleri düşük ülkelerde vaka sayıları katlanarak artmaktadır. Bu
farklılığın esas nedeninin eğitimden kaynaklandığı düşünülmektedir, çünkü gelişmiş
ülkeler etkin eğitim programları ile hastalığı ve korunma yollarını halkına
öğretebilmeyi başarmış gözükmektedir. Eğitimde bir diğer önemli faktörde ekonomik
güçtür. Gelişmekte olan ülkeler kısıtlı bütçeleri ile giderek artan sayıdaki hastalarını
tedavi için gerekli masrafı yapmakta zorlanırken, beraberinde eğitim programlarını
yürütememektedirler.

HIV’IN BULAŞMA YOLLARI:

Cinsel yolla bulaşma: HIV’ın en önemli bulaşma yolu korunmasız yapılan cinsel
temasdır. Korunmasız yapılan her türlü cinsel temasla (vajinal, oral, anal) HIV
bulaşabilmektedir. Bu tür bulaşmaya bağışık kimse yoktur. Ancak kan, kadın ve
erkeğin cinsel salgıları ile temasa neden olabilecek her türlü cinsel aktivitede
bulaşma riski bulunmaktadır. Bulaşma için HIV pozitif kişi ile yapılan tek bir cinsel
temas bile yeterlidir, cinsel temas sayısı arttıkça bulaşma olasılığı artmaktadır.


Yapılan araştırmalar, yaptıkları doku hasarı nedeniyle cinsel yolla bulaşan diğer
infeksiyonların varlığının HIV’ın bir kişiden diğerine geçişini 2-9 kez artırdığını
göstermektedir. Cinsel yolla bulaşan diğer infeksiyonların çoğu zaman doğru ve
erken tedavi edilebildiği Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerindeki HIV
infeksiyonu görülme sıklığı Afrika ülkeleri ile kıyaslandığında bu ilişki daha net olarak
görülebilmektedir. Gelişmiş ülkelerde yeterli tanı ve tedavi olanaklarının cinsel yolla
bulaşan diğer infeksiyonlar lehine kullanılması ile hem bu hastalıkların yayılması
kontrol edilebilmekte, hem de HIV infeksiyonunun geçişi azaltılmaktadır.
Kan ve kan ürünleri ile bulaşma: Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni
ile, virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık
bulaşabilmektedir. 1985 yılında HIV’a karşı yapılan antikor testlerinin bulunması ile
dünyanın her yerinde kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden
test edilmesi zorunlu bir hale getirilmiştir. Ülkemizde 1987 yılından beri tüm kan ve
kan ürünlerine antikor testi yapıldıktan sonra hastaya verilmektedir. Bu nedenle 1987
yılından beri kan ve kan ürünleri ile olan bulaşma azalmıştır. Ancak hastalığın 10–12
hafta süren pencere döneminin olması ve acil durumlarda test yapılmadan kan ve
kan ürünlerinin kullanılabilmesi azda olsa (1/1.800.000) bu yolla geçiş olabileceğini
göstermektedir.
Anneden bebeğe bulaşma: HIV gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirme ile
bebeğe geçebilmektedir. Bu olasılık %20-30’dur. Ancak HIV pozitif anne gebeliği
süresince tedavi alır, doğum 38. haftada sezaryen ile yapılır, bebek doğumdan sonra
belli süre tedavi alır ve hekim kontrolü altında olursa ve anne bebeğini emzirmez ise
bu oran %1-2’lere kadar düşebilmektedir.
HIV birçok vücut sıvısında bulunmasına rağmen yoğun olarak bulunduğu kan, kadın
ve erkeğin cinsel salgıları ile bulaşabilmektedir. Dokunmak, el sıkışmak, sarılmak,
aynı yerde oturmak, aynı saunayı, havuzu, banyoyu, tuvaleti paylaşmak, aynı
tabağı, bardağı, çatalı, kaşığı kullanmak, aynı giysileri giymek, telefon kulaklığı,
gözyaşı, ter, tükürük, sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV bulaşmamaktadır.

4
TÜRKİYE’DE HIV/AIDS

Tüm dünyada HIV/AIDS vakalarının hızla arttığı gözlenirken Türkiye’nin bu salgının
dışında kalması beklenmemektedir. Ülkemizde ilk defa 1985 yılında üç HIV pozitif
hasta bildirilmiş, daha sonra her yıl HIV/AIDS vakalarında giderek artma gözlenmiştir.
Ülkemizde Haziran 2014 T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Bulaşıcı
Hastalıklar Daire Başkanlığı, Zührevi Hastalıklar Biriminin verilerine göre 8238
HIV/AIDS vakası vardır. Bunların 1197’i AIDS basamağına ulaşmış, 7041 kişi ise HIV
infektedir. Ancak özellikle cinsel yolla bulaşan infeksiyonlar konusunda kişilerin sağlık
kurumlarına yeterli başvurularının olmamaları, kayıt sistemlerinin yeterli çalışmaması,
bu sayının gerçekleri yansıtmadığını düşündürmektedir.
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HIV/AIDS VERİ TABLOLARI
EKİM 1985 – HAZİRAN 2014
TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU,
BULAŞICI HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI,
ZÜHREVİ HASTALIKLAR BİRİMİ
TÜRKİYE’DE BİLDİRİLEN AIDS VAKA VE TAŞIYICILARININ YILLARA GÖRE DAĞILIMI
YILLAR HIV(+) AIDS TOPLAM
1985 0 3 3
1986 1 1 2
1987 32 8 40
1988 21 11 32
1989 22 11 33
1990 23 13 36
1991 27 24 51
1992 36 29 65
1993 47 33 80
1994 48 35 83
1995 59 28 87
1996 92 35 127
1997 95 38 133
1998 82 42 124
1999 89 28 117
2000 111 46 157
2001 137 45 182
2002 136 41 177
5
2003 136 46 182
2004 175 58 233
2005 246 46 292
2006 253 44 297
2007 345 24 369
2008 390 53 443
2009 437 66 503
2010 516 73 589
2011 632 78 710
2012 973 95 1068
2013 1280 111 1391
2014* 600* 32* 632*
TOPLAM 7041 1197 8238
* İlk 6 aylık verilerdir.
Türkiye’de en sık 20-49 yaş arası HIV/AIDS vakalarına rastlanmaktadır ve cinsiyete
göre dağılımına bakıldığında %82 erkek, %18 kadın olduğu gözlenmektedir.
Türkiye’deki bulaşma yollarına göre HIV/AIDS vakaları incelendiğinde; 2013 yılı
içinde; %32.6 heteroseksüel cinsel temas, %14.3 homoseksüel cinsel temas, %0.3
damar içi madde bağımlıları, %0.7 anneden bebeğe geçiş ve %51.6 ise
bilinmeyenlerden oluştuğu görülmektedir. %51.6 gibi büyük bir oran eksik bildirimi
göstermektedir ki bu da salgının boyutunu öğrenmedeki güçlüğü gözler önüne
sermektedir.
TÜRKİYE’DE 2013 YILINDA BİLDİRİLEN HIV/AIDS VAKALARININ OLASI BULAŞMA YOLUNA GÖRE
DAĞILIMI,
(01 OCAK 2013 – 31 ARALIK 2013)
OLASI BULAŞMA YOLU TOPLAM VAKA YÜZDE
Heteroseksüel cinsel ilişki 428 32.6
Homoseksüel /biseksüel cinsel ilişki 187 14.3
Damar içi madde bağımlılığı 4 0.3
Nozokomiyal bulaşma 7 0.5
Anneden bebeğe geçiş 9 0.7
Bilinmeyen 678 51.6
TOPLAM 1313 100,0
6
Günümüzde uygulanan tedavi, erken başlandığı zaman daha etkili olmakta ancak
ekonomik olarak büyük yük getirmektedir. Hastaların tedavi giderleri Genel Sağlık
Sigortası (GSS) kapsamında karşılanabilmektedir. Bazı özel sigorta şirketleri ise
ödeme yapmamaktadır. Türkiye’de kısıtlı sayıdaki olgunun tedavisi konusunda
yaşananlar, gelecek için alınacak önlemlere ışık tutmalıdır.
KORUNMA
HIV/AIDS hastalığında henüz virüsün vücuttan atılmasını sağlayabilecek tedavisinin
olmayışı ve aşı çalışmalarının da devam ediyor olması nedeni ile hastalığın
yayılmasının kontrolünün zor olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca yaşam kalitesini
artırıp, yaşam süresini uzatan tedavilerin ve fırsatçı infeksiyonların önlenmesi ve
tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkilerinin olabilmesi ve yüksek maliyetli olması
erken dönemde HIV infeksiyonuna özel bir önemin verilmesini ve hastalıkla ilgili
eğitimlerin, bilgilendirmelerin hızla yapılmasını kaçınılmaz kılmaktadır.
Korunma, virüsün cinsel yolla, kan yolu ile ve anneden bebeğe geçişi önleme
esasına dayanmaktadır.
Cinsel yolla bulaşmaya karşı korunma: En sık bulaşma korunmasız yapılan cinsel
temasla olduğu için bu yolla korunma büyük önem taşımaktadır. Cinsel aktiviteden
tamamen kaçınarak veya cinsel partnerinle karşılıklı olarak tek eşli yaşayarak kesin
olarak HIV infeksiyonunun bulaşması önlenebilmektedir. Cinsel temas sırasında
prezervatif (kondom, kılıf, kaput) kullanılmasının koruyuculuğu, kondomun lateks
olması, doğru ve devamlı kullanılması, yırtık veya delik olmaması kaydıyla
ispatlanmıştır. Kadınlar için özel olarak hazırlanmış kondomlar da doğru ve devamlı
kullanımda etkili olmaktadırlar.
HIV’ın cinsel yolla bulaşmasını engellemeye yönelik önlemler aslında cinsel yolla
bulaşan diğer infeksiyonlara karşı korunmada da etkili olan yöntemlerdir. HIV’a karşı
korunmada önerilen lateks kondomlar aynı zamanda frengi, bel soğukluğu, genital
siğil, hepatit B gibi hastalıklardan da korunmayı sağlamaktadır. Araştırmalar
göstermektedir ki cinsel yolla bulaşan diğer infeksiyonların önleminin alınması
HIV/AIDS hastalığından korunma yönünden de önemlidir.
Kan ve kan ürünleri ile bulaşmaya karşı korunma: 1985 yılında antikor testlerinin
bulunması ile kan ve kan ürünleri hastaya verilmeden önce HIV yönünden taranmaya


başlamıştır. Bu bir yasal zorunluluk olup, 1987 yılından beri de ülkemizde kan ve kan
ürünleri HIV yönünden test edilmektedir. Damar içi madde kullanımı alışkanlığının
önlenmesi, tedavi edilmesi, ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu grup
hastalarda HIV bulaşma riskini azaltmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde ve Amerika
Birleşik Devletleri’nde devlet tarafından temiz enjektör dağıtım programları
uygulanmakta ve önemli ölçüde başarı sağlandığı bildirilmektedir. Gelişmiş ülkelerde
enjektör paylaşımının azaldığı, steril iğne alınışında ve iğne temizleme işlemlerinde
artma gözlendiği saptanmaktadır.
Anneden bebeğe geçiş için korunma: Anneden bebeğe geçişte önemli olan HIV
görülme sıklığı yüksek olan bölgelerde doğurganlık yaşındaki ve HIV infeksiyon riski
belirlenmiş olan kadınlara bulaşma ve korunma yollarını öğretebilmektir. Eğer kadın
HIV pozitif ise ve çocuk sahibi olmak istemiyorsa doğum kontrol yöntemleri
öğretilmeye çalışılmaktadır. Eğer kadın bebek sahibi olmak istiyorsa gebeliğin belli
ayında anneye, doğumdan sonra da bebeğe tedavi başlanmakta ve hasta yakın
takibe alınmaktadır.
Anne sütü ile virüsün geçişi gösterildiğinden annenin bebeği emzirmemesi
önerilmektedir.
Sağlık personelinin korunması: Sağlık personeli hastanın hikayesi ve fizik
muayene ile HIV pozitif hastaları ayırt etme şansına sahip olamadıklarından tüm
hastaların kan ve diğer vücut sıvılarını potansiyel infekte kabul ederek standart
önlemlere uyarak çalışmalıdırlar. Hastalara uygulanan tüm girişimsel işlemler
sırasında eldiven mutlaka kullanılmalı, işlem bittikten sonra eldiven değiştirilmeli ve
eldivenler çıkartıldıktan sonra eller hemen sabun ve su ile yıkanmalıdır.
Eğer eller veya diğer cilt yüzeyleri hastanın kanı ya da diğer vücut sıvıları ile
bulaşırsa derhal su ve sabunla yıkanmalıdır. İğne batmasını engellemek için iğneler
kullanıldıktan sonra plastik kılıfları tekrar takılmamalı, iğneler enjektörden
çıkartılmamalı, eğilip bükülmemelidir. Yapılan bir işlem sırasında kan veya diğer
vücut sıvılarının sıçrama olasılığı söz konusu ise ağız, burun ve gözleri korumak
amacı ile maske ve gözlük takılmalı, diğer vücut yüzeylerine bulaşmayı önlemek için
koruyucu önlük giyilmelidir.


Ülkemizde henüz sayıları binlerle ifade edilen HIV infekte vakalar için, hasta sayıları
milyonları bulan ülkelerden örnek alarak korunmayı öğrenmek, öğretmek ve
davranış değişikliğinde bulunulmasını sağlamak hepimizin görevi olmalıdır. En
önemlisi de HIV pozitif kişileri toplumdan dışlamadan hep beraber elele vererek
yaşamalıyız ki, bu hastalığa karşı mücadele edebilelim.


Konu Bağlantı Araçları
HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Konusunun Linki Direkt Link
HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Konusunun HTML Kodu HTML Link
HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Konusu BBCode Linki BBCode Link
HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Konusunu Paylaş Sosyal Paylaş

Konu ile Alakalı Benzer Konular
Konular Yazar Yorumlar Okunma Son Yorum
  HIV/AIDS EPİDEMİSİ VE EKONOMİYE OLAN YÜKÜ saklikentfm 0 1,097 02.07.2015 20:39
Son Yorum: saklikentfm
  HIV/AIDS DIŞINDA CİNSEL YOLLA BULAŞAN DİĞER İNFEKSİYONLAR saklikentfm 0 1,061 02.07.2015 20:36
Son Yorum: saklikentfm
  ETİK AÇISINDAN AIDS VE HEKİM SORUMLULUĞU saklikentfm 0 1,136 02.07.2015 20:35
Son Yorum: saklikentfm
  HIV / AIDS HASTALIĞININ SOSYAL BOYUTU saklikentfm 0 1,110 02.07.2015 20:33
Son Yorum: saklikentfm
  HIV/AIDS HASTALIĞINDA GÖRÜLEN RUHSAL SORUNLAR, HIV (+) ÇOCUK VE ERGENLER saklikentfm 0 1,055 02.07.2015 20:31
Son Yorum: saklikentfm

Konu ile Alakalı Anahtar Kelimeler

HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA indir, HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Videosu, HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA online izle, HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Bedava indir, HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Yükle, HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Hakkında, HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA nedir, HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Free indir, HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA oyunu, HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA download


Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:
Hızlı Menü:


İletişim | yigilcalilar.com | Yukarı Git | Arşiv | RSS | Sitemap